14 Mart 2013 Perşembe

Champix ve irademle başarımız:)


4 MART 2013

Başlangıçların günü pazartesi…
Sabah kahvaltı yaptım hemen sigaramı içtim,çok geçmeden Gaye hanım geldi,ilacı bu kadar erken beklemiyordum doğrusu,hazırlıksızdım,kafamda bitirmemiştim yani :) hemen bir ilaç içtim,o anda içmemeye karar verdim,gün içinde çok içmek istedim hep erteledim,en iyi arkadaşım sakız oldu..Akşama kadar içmedim,yemekten sonra 1 tane içtim,sonra yarım daha içtim…8.günü bırakma günü belirledim…

5 Mart…
Sabah ilacımı içtim,gün içinde sigara hiç içmedim,içmek istedim ama sakız,su,kahve vs. derken vakit geçti,Yine akşam yemeği sonrası bir tane içtim…bugün dünden çok içmek istedim,başıma vurdu ama direndim,sigarayamı yenilecektim pehhh:)

motive olmak için Allen Carr videosu izledik toplantı odasında...

6 Mart…
3.günümdeyim ilk 2 günden eser yok,yüzüm sürekli gülüyor,tüm gün aklıma gelmiyor,saat 10 gibi aklıma düşüyor,ama bu kadar saat içmemişim gidip yatarım geçer desem de 1 sigarayla günü bitiriyorum,boğazım tuhaf arada öksürüyorum,ciğerlerim temizleniyor…
 7 Mart…

ilk 3 gün İlaç bende miğde bulantısı yaptı, bugün geçti…kendi sistemim oluştu,kriz anında içmiyorum,bir şekilde geçiyor,direniyorum,keyfi bir zamanda içmeyi tercih ediyorum,kendime eziyet etmiş gibi olsam da varsın eziyet edeyim,zaten bunca yıl sigara içerek kendime yapacağımı yapmışım…bugün 2,5 sigarayla bitti…Pazartesi sabah aldığım paket bugün bitiyor ama hep başkaları içti,paket bittiğine göre bu iş bitmeli diyorum içimden…
İlacı Gaye hanımın getirmesi de üstümde baskıya neden oluyor,irademi ıspat etmem lazım geliyor hissindeyim,o yüzden de sigara içmemem lazım...

Akşam merdivenlerden inerken sigara içmiş biri,resmen kokunun peşine takıldım,nasıl güzel koktu,sonra açık hava, derin nefes geçti gitti :)
8 Mart…

Bugün kararlıyım hiç içmeyeceğim niyetiyle güne başladım, işler yoğun ama saat 17 gibi kriz geliyor,nasıl kötü hissediyorum,aklım durmuş,haftanın en zor gününü geçiriyorum,başa vurmak dedikleri bu olsa gerek…. ama direndim ve içmedim…akşam 1 sigarayla günü bitiriyorum,bunuda başarı sayıyorum o kriz anında içmedim ya...
9 Mart…

Akşamları evdekilere sardığım doğrudur,ama geçecek idare edin:) 2 sigarayla günü bitirdim.Sürekli kafamda sigaranın nasıl esir aldığını düşünüyorum,18 yıl nasıl içmişim?içmemem lazım,içme Zeynep,içme Zeynep...hep telkin ediyorum kendimi:)
10 Mart…

Bugün kahvaltıda arkadaşlarla dışarıdaydım,itiraf etmeliyim ki sigara ayarım kaçtı 3 tane içtim ama istediğimden değil keyiften içtim…

Akşam 1 bardak votka içtim ve sigara içmedim,rakı uyku getirir aslında votka niye bu kadar çarptı anlamadım,ilacın etkisimiydi acaba?
11 Mart…

Ve bugün o meşhur karar günümdeyim, kararım kesin,hiç sigara içmiyorum,aramıyorum da…

12 Mart…
Bugünde sigara içmeden günü bitiriyorum,aklıma da gelmiyor.

13 Mart…
İlaç almadan deneme yapmak istedim, ilaç içmeden günü başarıyla sıfır sigarayla bitiriyorum,bu akşam 2 saat yürümüşümdür,ne güzel nefes alıyorum ben öyle,derin derin,tertemiz…

14 Mart…
İlaçsız bir deneme daha yapıyorum,gün yarılandı ama itiraf etmeliyim ki bugün içesim geldi,dün kadar rahat olmasa da bugün de ilaçsız geçiyor, bu günü de atlatıp haplarıma devam edeceğim…
Sanırım sigarayı içmiyor,yiyiyormuşum,hiç doymuyorum hep açım,yemek yesemde 5 dk.sonra yine açım,neyse ki kahve içiyorum kesiyor.
1,5 kilo almışım,umrumda değil,nasıl olsa veririm:) bu akşam zumba dersine katıldım,eğlenceli geçiyor,ama plates daha aklıma yattı sanki...


15 Mart...

Bugünde kendi irademe güvenip ilaç almadım,artık yazmayacağım oldu bu iş daha keyif için içersem kırk yılda bir içerim,bitti bitti,sigara bitti...

16 Mart

İlaçsız ve sigarasız bir gün daha bitirdim....

17 Mart

İlaç yok sigara da yok,bu iş bitti...




 
*Hayatından biri gitmiş,çok sevdiğin bişeyden vazgeçmişsin hissi oluyor başlarda ama geçiyor :)

*Hep sinir olurdum yıllarca sigara içip sonra bırakan birinin,ay nasıl içiyosunuz şunu demesine,hahaaayyyt bende öyle yapıyorum, eğlenceliymiş gayet :)

*İstemekle başlıyor,iradeyle sigara bırakılıyor..

Sigarayı bıraktığıma göre ayakkabı sözü verenler vardı,nerde onlar çıksın ortaya :))
 
*Gaye hanıma ne kadar teşekkür etsem az,bıraktıysam sayesinde,nasıl motive etti,destekledi,şanslıyım ne güzel insanlarla çalışıyorum ben,şükür :)
 

 

 

15 Şubat 2013 Cuma

“Havada AŞK Kokusu Var.”


Sevgililer günüymüş bugün, gelen çiçeklerden anlıyoruz…
Yanlış anlaşılma olmasın bana çiçek miçek  gelmedi,  21 Aralıkta kıyamet kopmadı bir şekilde geçti, o gün nasıl geçtiyse bugünde öyle geçer diye bekliyoruz :)
Hamile bir iş arkadaşım var geçen yıl çiçek gelmemişti, hamile diye her özel günde çiçekti, pastaydı geliyor bir şeyler,  çiçeğin yanında ayı var, acaba bir imada mı bulunuyor? Çocuğun ilk oyuncağı diye düşünüldüyse iyi ama sana imaysa kötü şeklinde arkadaşımızla uğraşıyoruz...
 Gül ablamız dün akşam kocasına yarın için bir yerden masa ayırttırmışsındır herhalde demiş, aldığı cevap komik evet iki masa var, mutfakta mı salonda mı yemek istersin olmuş :)

Başka bir arkadaşın eşi ise bir yerden akşam yemeği için masa ayırttırmış, ama arkadaşımız isyanda çiçeğin önemini anlatamadım, öğretemedim bir türlü diyor (Geç oldu ama çiçeği az önce önümden geçti, demek ki öğretebilmiş)
Muhasebe departmanına gelen çiçek oranı gayet iyi üç kişi var, ikisinin kocaları çiçek göndererek turu geçti, diğeri bekar ama sevgilisi yok, gelmedi derdi de yok haliyle…(bizde kıskançlıktan suÇİÇEĞİ  çıkarmak üzereyiz,  çiçek çiçektir sonuçta…Bir de “Sevgililer Günü Katliamı” diye bir film vardı hatırlatayım istedim )
Bana gelince şirkette öğle yemeğinde kuru fasulye vardı, evde de akşam için nohut var, Belli ki kuru ve gazlı bir gün olacak , (Sen hep yanımda ol ben kuru soğana razıyım)
Bir beklentim zaten yok, çiçek göndermeyeceğini de biliyorum, ama mevsim yaz olaydı, dalından bir gül koparıp getirirdi ondan şüphem yok :)
Yalnız olmadığımızı bilmek içimizi rahatlatıyor, Arkadaşlarla eğleniyoruz, belki akşama bir şey vardır, aman çok mu önemli, biz kendimiz çiçeğiz, benim ki aradı kutladı, benim ki güzel mesaj yazmış diyerek teselli ediyoruz birbirimizi. Hele ki kaktüs göndermeyi düşünenleri duyunca iyi ki bir şey gelmedi diye sevinçliyiz hepimiz, yaşasın gelmeyen hediyemiz moduna girdik.

Patronumuzda çiçek yollamadı zaten, eşi koluna girip gelen çiçekleri gösterdi tek tek,patronun cevabı kısa ve içimize su serpecek cinstendi “biz show sevmiyoruz”… :)
Sevgilisi olanlar için kaçışı zor bir gün ama evliler için bahane var, Biz “sevgili değil evliyiz” deyip geçiştiriyorlar, bugünün telafisini doğum günümüzde, evlilik  yıldönümümüz de çıkarmazsak ne olalım yazın bir kenara beyler...!
Hediyeye çiçeğe çok önem vermesem  (olsa iyi olur desem de) alışveriş merkezlerinin süsleri, sokaklardaki kadınların-erkeklerin ellerindeki, iş yerine gelen çiçeklerin etrafı güzelleştirmesi de estetik durmuyor değil hani, her taraf “AŞK” rengi kırmızıya bürünmüş… Sevgi bir güne tabi ki sığmaz, hatırlanmak her zaman güzeldir, özel hissettirir…(Bu gün göndermedin ama herhangi bir gün çiçek gönder de sevindir beni, olmazsa face ‘den duvarıma, twitter’dan adıma :) )

Herkesin sevgisini gösteriş şekli,  zamanı başka... Öyle sevilip öyle sevelim ki her gün 14 şubat tadında geçsin. Hatırlayanın, hatırlamayanın ,Kutlayanın, kutlamayanın bu günü kutlu olsun...
(Dün istediğim bir parfüm vardı almadım, sabah uyandığımda ilk aklıma o geldi, demek ki çok istiyormuşum ama sen ne şanslı bir adamsın ki şirketin interneti bozuk, orda seçenek bile vardı tıkla sevgilin alsın, seni yormayacak kadar da düşünceliydim kendim alacaktım ,  hadi sevin almadım parfümü şimdilik...Akşama havada aşk kokusu olmazsa, yarın bende parfüm kokusu olacak bilgine,sevgine…SENİ SEVİYORUM )

7 Şubat 2013 Perşembe

"O Şimdi Asker"


İki günümüz otogarda geçti, ilk gün askerimizi yolcu etmek için geldiğimizde otobüse binecekken sülüsü unuttuğumuzu fark edip geri dönüyoruz, biraz zorlasak yetişiriz belki, ama riske girmiyoruz,bir gün sonrasına erteliyoruz bileti, Emre sanki bu duruma sevindi,bir gün daha evde duracak olmanın mutluluğu yüzünü aydınlattı :)

2.gün otogar ilk günden daha kalabalık, ağlama sesleri, davul sesleri, "asker gidecek geri gelecek" sloganları birbirine karışmış, büyük uğultu var…Kimileri kucaklarda havalara atılıyor,kimileri omuzlarda taşınıyor, askere gideceklerin yüzlerindeki burukluk içime işliyor.Kimisi anasını,kimisi sevdiğini, kimisi çocuğunu geride bırakmış…  Dışarıda görsen aslında delikanlılar,ama asker olduklarında ana kuzusu hepsi...

Sürekli etrafı seyrediyorum bir an 2004 yılına gittim, yine havalar böyle soğuk,ama soğuğu hissetmiyorum. Kızım babasını yolcu ediyor,henüz konuşamıyor , amca hangisi kızım diyoruz parmağıyla gösteriyor, dede nerde, halanı göster diyoruz gösteriyor.

 Kimlerle yolcu ettiğimiz hayal meyal aklımda, tam otobüs hareket ederken otobüse biniyoruz kızım babasına sarılıp bırakmıyor, otobüsteki diğer yolcular dayanamıyor vedalarına, kızımın gözleri kocaman, tombul yanaklarından boncuk boncuk dökülüyor gözyaşları… 15 ay boyunca her uçak geçtiğinde dedesine uçağı gösterir babasının uçakla geleceğini ona mınnı getireceğini anlatmaya çalışırdı…(mınnı:emzik)

Enginin askerde çekilmiş ilk resmini gördüğümde hissettiğim yokluk hissi anlatılmazdı,resimdeki yüz kafam da o kadar net ki sanki ben çekmişim, her konuşmamızdan sonra ağlamalarımı da unutamam yaşayan bilir…

Bu arada Emre aslında eşimin kardeşi, benim 6 kardeşim var ona 7.kardeşim diyorum, öyle çok severim çünkü, bütün kardeşlerini severim ama Emre hep başkadır benim için, belki de bir kere söylediğim şeyi,ikiletmeden yapan tek kişidir,kızımın en kıymetli amcasıdır.


Şimdi vatanı bekleme sırası sende-sizde, siz nöbette uyumazken, biz rahat uyuyacağız. 30 gün sonra gül kokulu Isparta’da yemin törenine gelip Türk olmakla gurur duyacağız. Vatan size, siz Allaha emanet olun…

 

 

30 Ocak 2013 Çarşamba

Daldan Dala...


 
Mutsuz değilim ama yorgunluk var üstümde, arada bir ruhum bedenimden ayrılıp bir yerlere uçuyor hissine kapılırım, böyle düşünüyorum çünkü; o vakitler ne kalbimin attığını, ne de yaşadığıma dair bir belirti hissederim,sıfır düşünce…yeniden doğmuş gibi,ya da hiç yokmuşçasına derin bir boşluk…Sonra ruhum her nerelerde geziyorsa döner bana, ben çalışırken o gönlünü eğlendirmiş şekilde ikimiz tek vücut oluruz tekrardan… Ruhsuz olmak bana iyi gelir, bensiz gezmekte ruhuma ki  birleşince resetlenmiş oluruz.

Her şeyden çabuk sıkılırım, bir şarkıya takarım günlerce dinlerim,”kusuna kadar” diye bir tabir var ya, bir gün ansızın o şarkıyı dinleyince kusma isteyim gelir, abartmıyorum cidden gelir. Tamam derim bu şarkının işi bitti, gelsin sıradaki …
Çok istediğim bir şey olursa onun için çabalarım,çok istememden mi, isteklerimin küçük olmasından mı çabamdan mı bilinmez olur, olmazsa da oldururuz, çok isteyeyim yeter,evren duyuyor beni :)
Sıkıntılı insan, kötü enerji de boğar beni, bulunduğum ortam da negatif bir durum varsa hop üstüme geçer, oysa senin derdin benim olsun da demem kimseye :)

Bazen kalbini herkese açan insanları da kıskanırım, çünkü ben mutsuzken içime kapanırım, dünyayla bağlantımı keserim, hep uyusam isterim, uyusam uyandığımda her şey bitmiş olsa…Dünyadaki tek eşitlik uykuda var,hepimiz eşitiz uyuyunca. Böyle güzel bir sözde vardı, onu da eklemeli :Uyusak eşit oluruz.. Ne tutku, Ne gurur, Ne de umut . . .
Belirteyim kışında çok uyumak istiyorum,uyusam uyandığımda bahar gelmiş olsa...
Mutlulugun hava durumuyla da kesinlikle bir ilgisi olmalı, şu anki hava içimi kararttı,ne ruhsuz bir hava,benim ruhumun arada uçup gitmesiyle aynı görünüyor gözüme,hissiz,kimliksiz...
30-40 gün sonra mis gibi olucaz, bahar gelecek belki  yoracak, aşık edecek, buz gibi havada içemediğimiz birayı,mis gibi hava da soğuk soğuk içeceğiz, hepimizin yüzüne canlı gülümseme gelecek o zamana kadar sersem tavuk gibi dolanmaya devam edeceğim :)
beni yalnız bırakın :)
                                                                                                                                                   30.01.2013